İyi bir baklava insanın beş duyusuna hitap etmelidir; baklava öncelikle iyi pişirilmiş, güzel kabarmış ve altın sarısı rengi ile göze; elle yemek gerekir ki dokunma duyusuna; ağzınıza yaklaştırdığınızda antepfıstığı ve sadeyağın aromasını koklayarak koku alma duyunuza ; ısırdığınızda ince açılmış el emeği göz nuru yufkaların hışırtısı ile kulağınıza ve son olarak ta damağınıza yayılan o eşsiz lezzet ile tat alma duyunuza hitap eder. Aslında beş aşamalı bir sınavdan geçerek midenize ulaşmalıdır. Eğer bu sınavlardan geçebilmişse işte o iyi bir baklava ve aslında sanat eseridir ki ustası da övgüyü ve saygıyı hak etmiş demektir.

       İyi bir baklavanın yapımı öncelikle kaliteli malzeme kullanmayı gerektirir. Bu sebeple de atalarımızdan öğrendiğimiz geleneksel yapıyı bozmamak için en kaliteli malzeme nerede ise yıllardan beri onu temin ederiz ki bunlar da Şanlıurfa’nın Harran ovasında yetişen buğdaylardan elde edilmiş ve baklava için özel üretilmiş sert buğday unu, buğday nişastası, Gaziantep’in barak ovasında yetiştirilen Antep fıstığı, yine Şanlıurfa’da özel olarak üretilen sadeyağ.

       Bunun gibi üstün niteliklerdeki kaliteli malzeme haliyle temini zor ve pahalı olmaktadır. Üstün nitelikli ham maddelerin, hijyenik ortamda, Güllüoğlu ustalarının elinde, titizlik ve yılların tecrübesi ve sanatkarlığı ile birleşince, baklavanın kalitesini, lezzetini ve Güllüoğlu farkını oluşturmaktadır.